Sayfalar

6 Ağustos 2013 Salı

Bayram

Arefe öncesi radyonun sesi dolarken odama yine parmak uçlarım tuşlara değiyor.Umutsuzluktan bahsetmeyeceğim bu kez. Şiirlerim de yok elimde. Kendime sakladım sanatımı bugün. Bu gece. Farklı bir dünyaya açılan bir kapının önünde olduğumun kaydı olsun dedim. Bayrama çeyrek kala ses vermek istedim sayfama. Uzun bir süre ırak olacak bilgisayarım bana. Telaşeye karışacağım, üstelik huzurlu şiirler de yazamayacağım. 
Tüm bunlardan öte geleceğime gidiyorum ben. Belki bir ömür bakacağım pencereye uzanıyorum yıldızlar eşliğinde. Çok şifreli oluyor bu biliyorum ama hayatımı hiçbir zaman apaçık ortaya döken biri olmadım, olamadım. Belki bu yüzden soğuk damgası yedim, kalender oldum, burnu büyük oldum. Olurum, olsun, yakınlarıma özeldir tüm yakınlığım. Neyse mesele bu değil. Mesele ne ? Biz ortak bir başlık koyalım şu işe, bayram diyelim meseleye. Rengarenk kağıtlı şekerler, süslü kutularda çikolatalar, keskin kokulu kolonyalar, sararmış danteller, öpülüp alna uzanan yıllanmış eller, belki gerçek belki sahte sevgili bakışlar, telaşlar, koşuşturmalar... Tüm bunların ortasında içindeki karanlığı bile unutur insan. Herhalde. Kendi sorunları asla bayramı göremez, sonraya atlatılır hep. Ötesini düşünen benim gibi pesimist tipler hariç herkes bu yüzden hafiflemiş ve neşelidir. Böyle de olmalıdır. Resimdeki olumsuzluğu arayan bir çift göz yalnızca bana ait olur. Olsun. Her insan kendi bakışıyla görür ya dünyayı. Benim rengim de siyah olsun. Siyahımla orada olacağım ben de. Binbir renkli bakışların altında hiç görülmeyen bir boşluk gibi ve görülmedikçe renksiz diye adledilen siyah rengi. 
Suçu ne siyahın. Farklı olmak değil mi? Bu dünyada farklı olmak hep suç olmadı mı zaten? Neyse konudan hep sapıyorum. Bayram...Belki de anlatmak istediklerimin çok uzağında kaldığındandır, kim bilir. Ama bu neşeyi bu telaşı kaçırmam. Rengim siyah da olsa tam ortasından karışırım. Çünkü siyahı olanlar bilir, siyah ağırdır, zordur taşıması. Birkaç renk çalmalı böyleleri, o renkleri de karartana dek idare etmek için. Bir anlık bir nefes, bir dakikalık huzur, bir saatlik yaz yağmuru gibi. Çabuk tüketmelik. Hayata farklı olduğunu göstermemek için bir yol. Güzel maske için parıltılar...
Tüm bunlar çok saçma geliyor değil mi sizlere? Az buçuk ziyaretçim de ne saçmalıyor bu diye çekip gidecek anlaşılan. Olsun, yalnızca bahsi geçsin istedim. 
Ama siz boşverin tüm bunları.

Sadece...KUTLU OLSUN BAYRAMINIZ.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder