Sayfalar

1 Ağustos 2013 Perşembe

Seçimlerimiz Bizi Özgür Kılar




Melodiler rüzgara kapılıp dünyasına dağılıyor küçük kuşun. Kalbi görmüş ve geçirememiş bir gazisi geçmişin. Ama vazgeçirememişler umut ettirmekten. Atmasının, yaşamasının, yaşatmasının yolu buymuş gibi vazgeçmiyor. 
Bıraktı güvenmeyi, inanmayı ve belki de sevmiyor bile artık. Uzağında insanların... Korunabiliyor mu? Hayır. Hala vazgeçemediği bir saksı çiçeğin, gizi dikenlerinde kanıyor. Alacalı yapraklarına sığınıyor her gece. Yapmamalı ama öyle öğrenmiş, öyle öğretmişler. 
Karşı çıkıp yolunu ayırdığı tüm insanlardan daha beteri belki karşısındaki ama gidemiyor. Gitmeyi bilmiyor. Öğrenecek elbet. Sağ çıkmak için bu darbelerden de... Zaten ne biliyorsa kuytulardaki yaraları öğretmedi mi ona her şeyi. 
Sadece biraz cesaret ve çaba lazım geliyor. Yuvasından bir kanat uzaklaşmamış bir kuşun korkularını söküp atmalı içinden. Yoksa o yuvada yalnızlığa yem olup tükenecek. Bile bile kalmak sadakat midir yoksa sadece aptallık mı denir buna?
Kararlar zorludur. Yanlış bir kararın bedeli bir ömür bile sürebilir. Veya doğru bir karar hayat kurtarabilir. İki ucu keskin bir yol ayırımıdır her verilen karar. Ancak hayat bu yol ayırımlarından ibarettir. Ve yaşamaya devam etmek için seçim yapmak zorunda kalırız mütemadiyen. Olduğu yerde kalanlara acımasız davranır zaman, içten içe çürütür varlıklarını. 
Bu yüzden yüklenip eskimiş omuzlarına, yeni bir kararın sorumluluğunu alma vaktidir. Belki de özgürlük vakti çoktan gelmiş, kafesin kapısı anlık bir açıklığa aralanmıştır. Fırsat varken korkuyu bu eski yerde bırakıp gökyüzüne açılmalı mı? Özgürlük çağrısı mı dünyaya dağılan bu melodiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder